12 Ocak 2014 Pazar

Ankara Tiyatro Rehberi 16 (13 Ocak 2014 - 20 Ocak 2014)

2014 yılı Tiyatro için güzel bir başlangıç yaptı Ankara'da. Özellikle 2013'ün ikinci yarısındaki durgunluktan eser yok. Yeni oyunlar, turne oyunları, devlet tiyatrolarının prömiyerleri izleyiciyi heyecanlandırıyor. Yaklaşan Festivaller ve Üniversite Festivalleri de cabası. Önümüzde çok iyi bir 4-5 ay var.

Bu rehberde de her zamanki gibi haftanın öne çıkan oyunlarına değinip, sahnelenecek bütün oyunlara da yer vereceğiz.

1) Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi (6'dan Sonra Yapım):
Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi Afiş
En son 2013 yılı Afife Jale ve Sadri Alışık ödüllerinde En Başarılı Kadın Oyuncu ödülü dahil olmak üzere pek çok ödül almış, son zamanların en çok dikkat çeken oyunlarından birisi olan oyun turne kapsamında Ankara'ya geliyor ve 13 Ocak Pazartesi günü saat 20.00'de Şinasi Sahnesinde sahneleniyor. 

Transseksüel bir bireyin hayatını anlatan oyunun yazarı Ebru Nihan Celkan, yönetmeni ve tek kişilik oyuncusu Sumru Yavrucuk. Sahnede müthiş bir performans, bolca emek ve çok güzel bir oyun var.

Oyunun tanıtım metni şu şekilde:

"Bugünün dünden farksız olduğu bir coğrafyada, varoluşunun tehdit olarak algılandığı bir kadının tek kişilik gösterisine hoşgeldiniz... Hep büyük bir hayatın figüranı olan Umut, bu kez içini geçmişiyle doldurduğu anılarını paylaşmak için sahnededir. Aile bağları, "madilik", hayal kırıklıkları, çocukluk düşleri, muhatabını bulamadığından insanın dilini ekşiten her şey..."

2) Nehir (Oyun Atölyesi):

Nehir Afiş
Hayatımıza Mojo oyunuyla giren Jezz Butterworth'ün kaleminden çıkan oyun bir adam ve iki kadın arasında geçen bir hikayeyi anlatılıyor. Tek perdelik oyunun yönetmen koltuğunda Haluk Bilginer, sahnede ise Ayça Bingöl, Canan Ergüder ve Haluk Bilginer var.

Jezz Butterworth'ün kalemine, sahnedeki isimlerin performans geçmişlerine bakılarak, iyi bir oyun olduğu konusunda şüphe olmasa da, biletlerin pahalılığı ne yazık ki can sıkıyor. 16 Ocak Perşembe günü Şinasi sahnesinde sahnelenecek oyunun tanıtım metni şu şekilde:

"Hatırlamaya çalışacaksın nasıl hissettiğini... 

O zamana gitmeye çalışacaksın tekrar yaşamak için. Ama gidemeyeceksin...

Gidemezsin çünkü..."


3) Bir Delinin Hatıra Defteri (Ankara Devlet Tiyatrosu):

Bir Delinin Hatıra Defteri Afiş
Geçtiğimiz yılın ikinci döneminde kaldırılan fakat bu yıl tekrar sahnelere dönen oyun yıllardır Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oyuyor. Gogol'un eseri Cem Emüler yönetmenliğinde ve Erdal Beşikçioğlu oyunculuğunda sahneleniyor. Farklı dekoru, rejisi ve muhteşem oyunculuğu ile oyunun biletleri çıktığı anda tükeniyor. Hatta bu oyuna bilet bulabilmek için gişe önünde sabahlayanlar dahi oluyor. Bilet bulursanız kaçırmamanız gereken bu oyun, talebin yoğunluğu karşısında 100 kişilik oturma düzeni 150 kişiye çıkarılmış durumda ama ne yazık ki yine biletler tükenmiş. Bir şekilde bilet edinebilirseniz ya da şanslıysanız boşalan bir koltukta yer bulabilirseniz muhakkak gidip görmeniz gerekiyor. Oyun 14-17-19 Ocak 2014 tarihleri arasında Stüdyo Sahnede sahnelenecek.

Son zamanlarda bu oyunla ilgili oluşan polemiklerle bir kaç not düşmek istiyorum. Özellikle geçen sezonun sonu ve bu sezonun başında oyun programda ve listede gözükmemiş daha sonra eklenmişti. Hiç kuşku yok ki oyunun tiyatral anlamda güzelliği, başarılı oyunculuk ve reji unsurlarına rağmen oyuna olan yoğun ilginin başlıca sebebi Erdal Beşikçioğlu'nun popülaritesi. Bu durumun bilet taleplerini çok yoğun hale getirmesi, hatta biletlerin anında tükenmesi ve çok büyük sayıda biletin oyuna gitme amaçlı değil, karaborsada olduğu fiyatın 10 hatta 20 katına satılması ne yazık ki çok üzücü. İnsanların oyuna gidiş motivleri hiç kimsenin karışmaması gereken bir konu. Yani Bir Delinin Hatıra Defterine güzel bir oyun izlemek için giden izleyici olduğu kadar, Erdal Beşikçioğlu'nu izlemeye giden izleyici de olabilir. Fakat öyle ya da böyle bu oyun üzerinden bir karaborsa piyasasının oluşması hatta bu piyasanın bu yıl sahnelenen diğer oyunları (Hayvan Çiftliği, Çalıkuşu) da etkilemesi oldukça can sıkıcı bir durum.

Yine de 3 yıl önce de 3 yıl sonra da aynı şeyi söylemek mümkün, hem reji anlamında hem oyunculuk anlamında hem de metin anlamında çok başarılı, bütünlüklü bir oyun, farklı bir izleme tecrübesiyle izleyicilerini Stüdyo Sahne'de bekliyor.

4- Sarı Naciye (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Sarı Naciye Afiş
Bu yıl prömiyerini yapan oyun, şu ana kadar Ankara Devlet Tiyatrosunun 2013-2014 sezonunda en çok beğenilen oyunları arasına şimdiden girdi. Ankara izleyicisi tarafından tam not alan ve Recep Bilginer tarafından yazılan oyun Zafer Kayaokay tarafından sahneye konuluyor. Töre ve Göç konularının işlendiği oyunda, yıllarca Ankara Devlet Tiyatrosunda kapalı gişe oynayan Fosforlu Cevriye'nin Cevriyesi Feray Darıcı bu oyunda da başrolü üstleniyor. Feray Darıcı'nın Fosforlu Cevriye'deki performansı pek çok kişi tarafından oldukça başarılı bulunmuştu. Oyun 12-18 Ocak tarihleri arasında  Akün sahnesinde sahnelenecek. Oyuna dair bir not: Benim gibi silah patlama sesinden ürken tiyatroseverler biraz diken üstünde olacaklar oyunu izlerken.

5- Macbeth (Ankara Devlet Tiyatrosu):


Macbeth Afiş
William Shakespeare'in en önemli başyapıtlarından birisi olan Macbeth'de, güç, ihanet, intikam gibi evrensel konular, gelmiş geçmiş en büyük trajedilerden birisi olarak kabul edilen oyunda sahneye taşınıyor. Shakespeare'in büyüleyici dili, başarılı gel-git'ler ve dahası etkileyici alt-metinlere sahip oyun 14 Ocak 2014 Salı günü Cünyet Gökçer Sahnesinde Prömiyer yapıyor.

Kral Macbeth'in dramatik ve trajik hayatı, hırsları, pişmanlıkları, büyüleyici ve büyük bir dünya Ankara izleyicisini bekliyor. Bu yıl ki yerli oyun politikası içerisinde değeri bilinmesi gereken, az sayıdaki yabancı eserden başlıcası olacaktır oyun. Zaten izleyicilerin biletlere göstermiş olduğu ilgi de bunu kanıtlar derecesinde, neredeyse tüm temsillere bilet tükenmiş durumda. Fakat yinelemek gerekirse, biletleri her zaman kontrol etmekte, açığa çıkan bilet olup olmadığını zaman zaman yoklamakta fayda var.

Bozkurt Kuruç tarafından yönetilen oyunda, Ankara izleyicisinin çok sevdiği, Sinan Pekinton, İpek Çeken ve Tolga Tekin gibi pek çok isim yer oluyor. Oyun 14-18 Ocak tarihleri arasında Cünyet Gökçer Sahnesinde olacak ve Shakespeare haftası kapsamında 21-24 Ocak tarihlerinde temsillerine Büyük Tiyatro'da devam edecek.

6- 80'lerde Lubunya Olmak (Mekan Artı):


80'lerde Lubunya Olmak
1980 Darbesi ve dönemin Sağ-Sol çatışmaları arka planında, bu dönem yaşamış Trans bireylerin, hayat hikayeleri sahneye çok başarılı performanslarla taşınıyor. İstanbul'da adından bolca söz ettiren Mekan Artı ve 80'lerde Lubunya Olmak, ülkemizde tabu olarak görülen bir konuya hiç çekinmeden giriyor ve izleyiciyi derinden etkileyecek bir performansı sahneye koyuyor.

Siyah Pembe Üçgen Derneği İzmir tarafından yazılan kitap, Mekan Artı Tarafından oyunlaştırılmış ve Sahneye konulmuş. Oyun 20 Ocak 2014 Pazartesi günü iki gösterimle Eski Yeni Alt Kat'ta olacak. Oyunun Tanıtım Metni Şu Şekilde:

"80lerde Lubunya Olmak, en genci bugün 50 yaşında olan dört Trans birey bize Türkiye de Lubunya olmanın genel ve özel tarihini anlatıyorlar.

Oyunda deneyimlerini paylaşan dört trans birey bize kendi hikayelerini anlatıyorlar ve parklarda, üçüncü sınıf otellerde, randevuevlerinde, gece kulüplerinde, Pürtelaş ta, Bayram Sokak ta, Dolapdere de, sokaklarda, karakollarda, kışlalarda yaşamak için direnen, hayata delicesine tutunan ve çoğu zaman birbirlerinden başka sarılacak kimsesi olmayan Lubunya bireylerin gözünden bu ülkenin korkunç bir döneminin korkunç hikayesini gözler önüne seriyorlar.
İzmir de faaliyet gösteren Pembe Siyah Üçgen Derneği nin 2012 yılında yayınladığı aynı adlı kitaptan uyarlanan oyun Ufuk Tan Altunkaya tarafından sahneye uyarlandı. Tamamen, gerçekleştirilen söyleşilerden oluşan metinde, hiç bir değişikliğe gidilmeden, trans bireylerin kendi kelimeleri ile sahne uyarlaması gerçekleştirildi."
7- Kuklacı (Tiyatro Kafe):
Kuklacı Afiş
Cafe Tiyatro ve Bar Tiyatrosu konseptlerine karşı ve mesafeli olsam da tiyatro adına yapılan her çalışma takdiri hak etmeli. Cantuğ Turay yönetimindeki Tiyatro Kafe / Ritüel Sanat Merkezi de Ankara'da yıllardır istikrarlı bir şekilde faaliyet gösteren tiyatroların başında geliyor. Dediğim gibi bu konseptteki oyunlara karşı ve mesafeliyim fakat yıllardır yetenekli oyuncular bu sahnede izleyiciyle buluşuyor.

Kuklacı oyunu ise ilginç bir oyun. Aslında Cafe Tiyatro konseptinde düşünülmesi enteresan. Zira oyun bir gerilim. Cafe Tiyatrolarda görmeye alışık olduğumuz komedi unsurundan uzak ve hatta çok göndermeli, bol altmetinli izleyiciyi oldukça etkileyecek bir texte sahip. Gardner Mckay tarafından yazılan oyunun orjinal ismi "Toyer" yani esasen "Oyuncakçı" anlamına geliyor. Kurbanlarını bir ilaç ile paralize edip onları birer oyuncak'a/kukla'ya dönüştüren ve öldüren bir seri katil ile, bu seri katil üzerine araştırmalar yapan bir psikoloğun hikayesini anlatıyor. Oyucakçı ismi yerine Kuklacı ismi tercih edilmiş. Oyun metnini bilen birisi olarak bunun yanlış bir seçim olmadığını aksine oyunu iyi yansıttığını düşünüyorum. Oyun daha önce Oyun Atölyesi tarafından da sahnelenmişti ülkemizde.

Alternatif Tiyatro eksikliği çeken Ankara'ya yeni bir soluk getirebilir bu oyun. Her ne kadar Cafe Tiyatro konseptli bir yerde sahneleniyor olsa da yer yer In-Yer Face yer yer bol gerilimli ama özellikle sağlam metni ve göndermeleriyle dikkat çeken bu oyunu izlemekte fayda var. Oyunun texti gerçekten harika. Karakterlerin  isimlerinden kullanılan metaforlara kadar yazar başarılı bir altmetin hazırlamış. Oyun 18 Ocak tarihinde Ritüel Sanat Merkezinde sahnelenecek.

8- İyi Geceler Anne (Ankara Devinim Tiyatro):

İyi Geceler Anne Afiş
Ankara Devinim Tiyatro, Ankara'da var olmayı başarabilmiş az sayıda özgün projeye imza atan ekiplerden birisi. Bir kaç yıl önce Koltes'in Roberto Zucco'sunu çok başarılı bir şekilde sahneye taşımışlardı. Arından ise bar/cafe tiyatro konseptli başarılı Çehov sahnelemeleri yaptılar. Uzun zamandır Ankara'da Alternatif bir Tiyatro olmanın zorluğu karşısında kapandıklarını düşünüyordum, tesadüfen karşıma yeni oyunlarıyla çıktılar. Gördüm ki aslında uzun zamandır sahneliyorlarmış. Gözlerden uzakta, büyük bilet sitelerinde reklam yapmaksızın tiyatro yapmaya çalışmaları çok cesurca ve takdire şayan. Seçilen oyun ve oyunun sahnelendiği ise benim gibi alternatif tiyatro meraklılarını sevenler için heyecan verici.

İyi Geceler Anne, Marsha Norman Tarafından Kaleme alınmış ve 1983 yılında Pulitzer ödülü kazanmış. Oyunu sahneye koyan isim Ahmet Yapar. Nurcihan Ersoy ve Ezgi Karaca da oyunun oyuncuları arasında. İyi Geceler Anne 17 Ocak Cuma Günü Sarkaç Cafe'de Sahnelenecek.  Bu linke tıklayıp daha ayrıntılı bilgiye ulaşılabilir biletler konusunda.

Oyunun Tanıtım Metni Şu Şekilde:

"Oyun Jessie ve beraber yaşadığı annesi Thelma'nın, birlikte geçirdikleri son geceyi anlatır. Oyun, Jessie'nin annesine, ertesi sabah ölmüş olacağını, çünkü o gece intihar edeceğini açıklamasıyla başlar. Jessie bunları, evi derleyip toplarken ve annesine yapacağı manikür için hazırlanırken, kayıtsızca, öylesine anlatır. Bunun ardından iki kadın arasında geçen konuşmalarda, Jessie'nin bu kararı neden verdiği, annesiyle olan yaşantısının detayları, kendi ölümünü en ince ayrıntısına kadar nasıl planladığı açığa çıkar. Oyun, kaçınılmaz sona doğru tedirgin edici şekilde hızla ilerler."

9- Dar Ayakkabıyla Yaşamak (Ankara Sanat Tiyatrosu):

Dar Ayakkabıyla Yaşamak Afiş
Profesyonel, Buluşma Yeri, İntiharin Genel Provası gibi oyunları ülkemizde sahnelenmiş usta Yazar Duşan Kovaçeviç'in Dar Ayakkabıyla Yaşamak isimli oyunu Zurab Siharulidze rejisiyle sahneye taşınıyor ve Ankara Sanat Tiyatrosunca sahneleniyor. Duşan Kovaçeviç'in yazım kabileyiti ve Ankara Sanat Tiyatrosunun son yıllardaki, eski günlerini anımsatan ivmesiyle, izlenmesi gereken bir oyun Ankaralı Tiyatroseverlerle buluşuyor. 

"Sosyal ortamın istediğimiz gibi olamadığını herkes biliyor, herkes farkında… Sosyal hayattaki problemler hepimizi rahatsız ediyor ama bu problemleri hepimiz farklı şekilde algılıyor ve çözmeye çalışıyoruz. Çünkü hepimiz aynı çevreye ait olmamıza rağmen ayrı ayrı bireyleriz. Bu yüzden bakış açılarımız da bireyseldir, aynı problemler üzerinde bile. Ama bizi birleştiren ve omuz omuza getiren hepimiz için aynı tutkudur: YAŞAMA TUTKUSU… Bu oyunda biz hep beraber tek bir birey gibi çalıştık. Düşüncelerimizi, acılarımızı ve tutkumuzu bütün samimiyetimizle seyircimizin önüne koyduk. Umuyoruz ki düşüncelerimiz bizi size yakınlaştıracak."  tanıtım bültenine sahip oyun 19 Ocak günü Ankara Sanat Tiyatrosunda sahnelenecek.


10- Diğer Oyunlar:

- Ankara Devlet Tiyatrosu: Ramiz ile Jülide, Tepegöz, Venedik Taciri, Mevlana - Aşk ve Barış Çığlığı, 1. Sokak No: 28 Casukların Evi

- Samsun Sanat Tiyatrosu: Aşk Olsun Sana Çocuk (15 Ocak 2014 Çarşamba), Şu Çılgın Türkler (16 Ocak 2014 Perşembe)

- Yutt Sanat: Bavul - Bir Ağırlık Yetim-i (18 Ocak 2014 Cumartesi)

- Ertan Gösteri Merkezi: Çöz Bakalım (17-18 Ocak 2014)

- Tiyatro Kafe: Şu İşe Bak (15 Ocak 2014 Çarşamba)

- Başkent Oyun Atölyesi: Doğaçlama Geceleri (17-22 Ocak 2014)

- Ankara Sanat Tiyatrosu: Halktan Biri (17 Ocak 2014 Cuma), Selamün Kavlen Karakolu (18 Ocak 2014 Cumartesi)  

- Müjdat Gezen Sanat Merkezi: Hitler ya da Özgürlük (17-18 Ocak 2014)

- Mediamixer: Yaratılış Efsanesi (13 Ocak 2014 Pazartesi)

2 yorum: